28 Ocak 2015 Çarşamba

Edward Snowden:Telefonunuz kapalıyken de izlenebilirsiniz

Sadece ülkemizde değil ABD’de dinlemeler gündemin önemli bir bölümünü oluşturuyor. ABD’nin ulusal güvenlik ajansı NSA’in internetten bilgi toplamayla başlayan sıkandalları Edward Snowden‘la ortaya çıkarken olayların adamı yeni bir açıklamaya imzaya attı. NBC’ye konuşan Snowden telefon kapalıyken NSA uygulamaları açabiliyor mu sorusuna; kesinlikle diye cevap vererek dikkatleri bu yöne çekmesini Wired paylaştı.
Snowden’ın söylediği gibi telefonunuzu kapattığınızda aslında tam olarak kapanmıyor. Sadece telefon düşük enerji kullanan bir moda geçerek ölü rolüne bürünüyor. Telefon bu seviyede iletişim faaliyeti yürütmese de kötü amaçlı yazılımlar düşük enerjiden beslenerek iletişimini sürdürebiliyor.
Telefon açıkken her türlü bilgi sızdırmasına maruz kalmasına karşılık, kapalıyken kaçmak ne işe yarar sorusunu bir kenara bırakarak ilginenler, telefonu tamamen kapatmanın yolunu yazının sonundaki videoda bulabilirler.
Ölü rolündeki telefonun hangi komutları yerine getirdiği konusunda yapılan açıklamadaysa, mikrofon dahil olmak üzere kamera kullanımına kadar neredeyse tüm önemli fonksiyonlar kullanılabiliyor. ABD’de böyle bir durumun mümkün olması tartışıladursun telefonunu tamamen kapatmak isteyen iPhone kullanıcıları, telefonlarını DFU moduna sokarak takibi engelleyebilirler.
iPhone kullanıcıları USB ile herhangi bir bilgisayara veya şarja telefonlarını bağladıktan sonra kapatma tuşuna basılı tutun. 3 saniye sonra Home butonuna da basmaya başlayın, 10 saniye iki tuşa da basılı tuttuktan sonra kapatma tuşundan elinizi çekin ve 10 saniye daha Home tuşuna basılı tutun. Nasıl yapacağınıza dair videoyu aşağıda izleyebilirsiniz. Telefonunuzu DFU modedan yeniden açmak için Home tuşu ile kapatma tuşuna Apple logosu görünene kadar basmanız yeterli

 Kaynak: http://webrazzi.com/2014/06/04/telefon-dinlemesinden-kacmak/ (28.01.2015)

9 Ocak 2015 Cuma

Anlık mesajlaşma servislerinin arka planı

13 Nisan 2014 tarihli Para dergisinde yayınlanan “İletişimde yeni normalimiz” başlıklı yazımızda (sitemizde kullanılan başlık ise “İletişimin geleceği”) anlık mesajlaşma programlarının çağının başladığını yazmıştık. Bu ürünlerin kısa mesaj dediğimiz SMS’leri yakın bir gelecekte geçeceğini yazmıştık. Şimdi ise bu ürünlerin çıktığı ülkeler ve hitap ettikleri kitlelerin biraz detayına inip arka planına bakacağız.

Bireysel anlık dijital mesajlaşma tarihçemizin; ücretli SMS dünyasından, bugünkü Android ve iOS tabanlı ücretsiz anlık mesajlaşma servislerinin dünyasına evrimi, tartışmasız büyük bir değişim. Bu noktaya baktığımızda hem maddi değeri hem yaygınlığı ve bilinirliği ile WhatsApp bu noktada önemli bir kilometre taşı oldu diyebiliriz.
WhatsApp ile birlikte Viber, Line, Tictoc ve son günlerde Türkiye’de de popülerleştiğini gördüğümüz en genç mesajlaşma servisi Telegram, anlık mesajlaşma servisi konusunda biz de varız dediler. Bu servislerin merkezleri hangi ülkeler? Yani bunlar hangi ülkelerin ürünleri? WhatsApp-ABD, Viber-İsrail (2014 yılında Japon firması Rakuten tarafından satın alındı), Tictoc-Güney Kore ve Line-Japonya. Telegram ise Ruslar tarafından Almanya’da kurulmuş. Bu servislerin iletişim ve algı yönetiminde ortak noktalarının arkadaş grubuyla ve tanıdıklarla sohbet, eğlence, yerel figürler ve kişiye özel paylaşım üzerine kurulu olduğunu görüyoruz.